Geçmiş

a' game

"a' game" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 1 sonuç

	Kategori	İngilizce	Türkçe
General
1	Genel	a' game i.	kişinin en iyi performansı

"a' game" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 221 sonuç

	Kategori	İngilizce	Türkçe
General
1	Genel	a kind of dice game i.	barbut
2	Genel	a game plan i.	bir oyun planı
3	Genel	a game addict i.	oyun bağımlısı
4	Genel	aa (double-a) game i.	orta bütçeli video oyunu
5	Genel	aaa (triple-a) game i.	yüksek bütçeli video oyunu
6	Genel	make a game of f.	alay etmek
7	Genel	rig a game f.	şike yapmak
8	Genel	make a game of f.	gırgıra almak
9	Genel	play a double game f.	ikili oynamak
10	Genel	play a game of billiards f.	bilardo oynamak
11	Genel	play a double game f.	iki tarafı da idare etmek
12	Genel	lose a game f.	oyun vermek
13	Genel	run a game f.	bir oyun işletmek
14	Genel	win a game f.	oyun almak
15	Genel	play a game f.	oyun oynamak
16	Genel	entertain the children with a game f.	çocukları bir oyunla eğlendirmek
17	Genel	watch a hockey game f.	hokey maçı izlemek
18	Genel	play a card game f.	kart oyunu oynamak
Phrasals
19	Öbek Fiiller	a computer game i.	bir bilgisayar oyunu
Proverb
20	Atasözü	football's a game of two halves	(futbol maçında) ikinci yarıda her şey değişebilir
21	Atasözü	football's a game of two halves	(futbolda) maç sonuna kadar hiçbir şey belli olmaz
22	Atasözü	football's a game of two halves	(futbolda) ikinci yarının sonuna kadar sonuç belli olmaz
Colloquial
23	Konuşma Dili	a mug's game i.	aptal oyunu
24	Konuşma Dili	a mug's game i.	başarısız girişim
25	Konuşma Dili	a game sexual in nature i.	cinselliğe dayanan bir oyun
26	Konuşma Dili	a little game expr.	küçük bir oyun
Idioms
27	Deyim	a game of musical chairs i.	(şirkette) pozisyon değişimi
28	Deyim	a losing game i.	umutsuz vaka
29	Deyim	a numbers game i.	sayıları kullanma
30	Deyim	a shell game [us] i.	üçkağıt çevirme
31	Deyim	a game of musical chairs i.	yer değişimi
32	Deyim	a losing game i.	ölü doğmuş
33	Deyim	a numbers game i.	sayıları konuşturma
34	Deyim	a shell game [us] i.	ayak oyunları yapma
35	Deyim	a losing game i.	başarısız olacağı başından belli olan şey
36	Deyim	a numbers game i.	sayıları kullanarak manipülasyon yapma
37	Deyim	a shell game [us] i.	ali cengiz oyunu yapma
38	Deyim	a shell game [us] i.	katakulli çevirme
39	Deyim	a totally different ball game i.	hiç alışık olunmayan bir durum
40	Deyim	a totally different ball game i.	bambaşka bir durum
41	Deyim	a game of musical chairs i.	yer kapmaca oyunu gibi
42	Deyim	a game of musical chairs i.	koltuk kapma
43	Deyim	a numbers game i.	sayıları kullanma
44	Deyim	a numbers game i.	sayıları konuşturma
45	Deyim	a numbers game i.	sayıları kullanarak manipülasyon yapma
46	Deyim	a totally different ball game i.	bambaşka bir durum
47	Deyim	a totally different ball game i.	bambaşka bir alem
48	Deyim	a whole new ball game i.	bambaşka bir alem
49	Deyim	a whole new ball game i.	bambaşka bir durum
50	Deyim	a game that two can play i.	iki kişinin oynayabildiği bir oyun
51	Deyim	a numbers game i.	sayılarla konuşma/konuşup durumu istediğin şekilde gösterme
52	Deyim	a shell game i.	üçkağıt
53	Deyim	a penny-ante game i.	düşük seviyeli girişim
54	Deyim	a penny-ante game i.	ufak yatırım
55	Deyim	a penny-ante game i.	dişe dokunmayacak yatırım/girişim
56	Deyim	a confidence game i.	birinin güvenini kazanıp ona kazık atma
57	Deyim	a confidence game i.	birini güveninden yararlanarak dolandırma
58	Deyim	a confidence game i.	güveni suistimal etme
59	Deyim	a confidence game i.	kandırma
60	Deyim	a confidence game i.	dolandırma
61	Deyim	a confidence game i.	üçkağıda getirme
62	Deyim	a different/new ball game i.	(tamamen) farklı/yeni bir durum
63	Deyim	a (whole) different/new ball game i.	(tamamen) farklı/yeni bir durum
64	Deyim	a game at which two can play i.	ikili oyun
65	Deyim	a game at which two can play i.	iki kişilik bir oyun
66	Deyim	a game at which two can play i.	iki tarafın da yapabileceği bir şey
67	Deyim	a game at which two can play i.	karşı tarafın da aynı şekilde karşılık verebileceği bir durum
68	Deyim	a game at which two can play i.	iki kişinin oynayabildiği bir oyun
69	Deyim	a game in hand i.	oynanacak bir oyun daha
70	Deyim	a game in hand i.	oynanacak son bir oyun daha
71	Deyim	a game in hand i.	elde son bir oyun daha
72	Deyim	a game plan i.	belirli bir amaca ulaşmak için yapılan plan
73	Deyim	a game plan i.	strateji
74	Deyim	a game that two can play i.	ikili oyun
75	Deyim	a game that two can play i.	iki kişilik bir oyun
76	Deyim	a game that two can play i.	iki tarafın da yapabileceği bir şey
77	Deyim	a game that two can play i.	karşı tarafın da aynı şekilde karşılık verebileceği bir durum
78	Deyim	a waiting game i.	beklemede olma
79	Deyim	a waiting game i.	beklemede kalma
80	Deyim	a waiting game i.	bekleyip görme
81	Deyim	a waiting game i.	işin sırasını bekleme
82	Deyim	a waiting game i.	bekle gör politikası
83	Deyim	a waiting game i.	bekleme taktiği
84	Deyim	a waiting game i.	en iyi sonucu görmek için uygulanan bekleme taktiği
85	Deyim	a whole new ball game i.	bambaşka bir şey
86	Deyim	a whole new ball game i.	apayrı bir konu
87	Deyim	a whole new ball game i.	çok farklı/çok daha zor bir konu
88	Deyim	a whole new ball game i.	çok daha karmaşık bir şey/durum
89	Deyim	a zero-sum game i.	bir tarafın kazancının rakibin kaybına eşit olduğu durum
90	Deyim	a zero-sum game i.	sıfır toplamlı oyun
91	Deyim	a numbers game i.	sayılarla düşünme
92	Deyim	a numbers game i.	sayısal olarak düşünme
93	Deyim	a numbers game i.	sayısal olarak değerlendirme
94	Deyim	a numbers game i.	sayısıyla değerlendirme
95	Deyim	a numbers game i.	sadece sayısını dikkate alma
96	Deyim	a close game i.	sıkı bir maç
97	Deyim	a close game i.	çekişmeli bir maç
98	Deyim	a close game i.	başa baş bir mücadele
99	Deyim	play a waiting game f.	bekleyip görmek
100	Deyim	play a waiting game f.	beklemede kalmak
101	Deyim	play a double game f.	iki tarafı da idare etmek
102	Deyim	play a double game f.	iki tarafı birden idare etmek
103	Deyim	play a game of cat and mouse f.	kedi-fare oyunu oynamak
104	Deyim	throw a game f.	kasten yenilmek
105	Deyim	have a grip on the game f.	maça hakim olmak
106	Deyim	throw a game f.	(maçı/müsabakayı) bilerek kaybetmek
107	Deyim	play a losing game f.	başarısız olacağı belli bir şeyi yapmaya çabalamak
108	Deyim	play a losing game f.	beyhude çaba sarf etmek
109	Deyim	play a losing game f.	boşuna çaba sarf etmek
110	Deyim	play a losing game f.	boşa kürek çekmek
111	Deyim	play a losing game f.	haybeye kürek çekmek
112	Deyim	play a losing game f.	boşuna uğraşmak
113	Deyim	play a losing game f.	olmayacak duaya amin demek
114	Deyim	talk a good game f.	ağzı laf yapmak
115	Deyim	talk a good game f.	ağzı iyi laf yapmak
116	Deyim	talk a good game f.	ağzı laf yapıp icraata gelince fos çıkmak
117	Deyim	play a waiting game f.	işin sırasını beklemek
118	Deyim	play a waiting game f.	bekle gör politikası uygulamak
119	Deyim	be a game of two halves f.	(futbol) takımların bir devrede iyi diğerinde kötü oynadığı maç olmak
120	Deyim	be a game of two halves f.	(futbol) maçın devreleri bambaşka karakterde oynanmak
121	Deyim	be a mug's game [uk] f.	aptal oyunu olmak
122	Deyim	be a mug's game [uk] f.	aptalca bir aktivite olmak
123	Deyim	be a mug's game [uk] f.	tehlikeli bir görev/aktivite olmak
124	Deyim	be a mug's game [uk] f.	kötü sonuçlanacak bir oyun olmak
125	Deyim	be a mug's game [uk] f.	faydasız bir aktivite olmak
126	Deyim	that's a game that two can play expr.	bu iki kişinin oynayabildiği bir oyun
127	Deyim	that's a game that two can play expr.	bu ikili bir oyun
128	Deyim	that's a game that two can play expr.	bu iki kişilik bir oyun
129	Deyim	that's a game that two can play expr.	bu iki tarafın da yapabileceği bir şey
130	Deyim	that's a game that two can play expr.	bu karşı tarafın da aynı şekilde karşılık verebileceği bir durum
Speaking
131	Konuşma	you talk a big game expr.	çok konuşuyorsun
132	Konuşma	I want to play a game expr.	bir oyun oynamak istiyorum
133	Konuşma	this isn't a game expr.	bu bir oyun değil
134	Konuşma	you talk a big game expr.	çok ama boş konuşuyorsun
135	Konuşma	I'm looking for a game for my son expr.	oğlum için bir oyun arıyorum
136	Konuşma	that was a (game/meal/walk etc.) and a half! expr.	ne çok/güzel/biçim (oynadık/yedik/yürüdük) ama!
137	Konuşma	we had a bad game expr.	kötü oynadık
138	Konuşma	we had a bad game expr.	kötü bir oyun çıkardık
139	Konuşma	that was a (game/meal/walk etc.) and a half! expr.	ne güzel (oyun/yemek/yürüyüştü) ama!
140	Konuşma	it is a difficult game expr.	zor bir oyun
Computer
141	Bilgisayar	deal a new game expr.	yeni kağıt dağıt
Sport
142	Spor	a-game i.	en iyi performans
143	Spor	duration of a game i.	maç süresi
144	Spor	duration of a game i.	oyun süresi
145	Spor	throw a game f.	şike yapmak
Volleyball
146	Voleybol	going to side in a game zone i.	yana deplasman
Card
147	İskambil	a card game i.	kaptıkaçtı
148	İskambil	a card game i.	pişpirik
149	İskambil	a card game i.	prafa
150	İskambil	a card game i.	pişti
151	İskambil	a card game i.	papazkaçtı
Slang
152	Argo	bring one's a-game f.	on numara performans göstermek
153	Argo	blow this for a game of soldiers expr.	salla
154	Argo	blow this for a game of soldiers expr.	salla gitsin
155	Argo	blow this for a game of soldiers expr.	yetti artık
156	Argo	blow this for a game of soldiers expr.	yetti gari
157	Argo	blow this for a game of soldiers expr.	bırak!
158	Argo	blow this for a game of soldiers expr.	bırak ya
159	Argo	blow this for a game of soldiers expr.	siktir et
160	Argo	blow that for a game of soldiers expr.	salla
161	Argo	blow that for a game of soldiers expr.	salla gitsin
162	Argo	blow that for a game of soldiers expr.	yetti artık
163	Argo	blow that for a game of soldiers expr.	yetti gari
164	Argo	blow that for a game of soldiers expr.	bırak!
165	Argo	blow that for a game of soldiers expr.	bırak ya
166	Argo	blow that for a game of soldiers expr.	siktir et
167	Argo	sod this for a game of soldiers [uk] expr.	salla
168	Argo	sod this for a game of soldiers [uk] expr.	salla gitsin
169	Argo	sod this for a game of soldiers [uk] expr.	yetti artık
170	Argo	sod this for a game of soldiers [uk] expr.	yetti gari
171	Argo	sod this for a game of soldiers [uk] expr.	bırak!
172	Argo	sod this for a game of soldiers [uk] expr.	bırak ya
173	Argo	sod this for a game of soldiers [uk] expr.	siktir et
174	Argo	sod that for a game of soldiers [uk] expr.	salla
175	Argo	sod that for a game of soldiers [uk] expr.	salla gitsin
176	Argo	sod that for a game of soldiers [uk] expr.	yetti artık
177	Argo	sod that for a game of soldiers [uk] expr.	yetti gari
178	Argo	sod that for a game of soldiers [uk] expr.	bırak!
179	Argo	sod that for a game of soldiers [uk] expr.	bırak ya
180	Argo	sod that for a game of soldiers [uk] expr.	siktir et
181	Argo	blow this for a game of soldiers expr.	salla
182	Argo	blow this for a game of soldiers expr.	salla gitsin
183	Argo	blow this for a game of soldiers expr.	siktir et
184	Argo	blow this for a game of soldiers expr.	bırak ya
185	Argo	blow this for a game of soldiers expr.	yetti artık
186	Argo	blow this for a game of soldiers expr.	benden bu kadar
187	Argo	blow that for a game of soldiers expr.	salla
188	Argo	blow that for a game of soldiers expr.	salla gitsin
189	Argo	blow that for a game of soldiers expr.	siktir et
190	Argo	blow that for a game of soldiers expr.	bırak ya
191	Argo	blow that for a game of soldiers expr.	yetti artık
192	Argo	blow that for a game of soldiers expr.	benden bu kadar
193	Argo	sod this for a game of soldiers expr.	salla
194	Argo	sod this for a game of soldiers expr.	salla gitsin
195	Argo	sod this for a game of soldiers expr.	siktir et
196	Argo	sod this for a game of soldiers expr.	bırak ya
197	Argo	sod this for a game of soldiers expr.	yetti artık
198	Argo	sod this for a game of soldiers expr.	benden bu kadar
199	Argo	sod that for a game of soldiers expr.	salla
200	Argo	sod that for a game of soldiers expr.	salla gitsin
201	Argo	sod that for a game of soldiers expr.	siktir et
202	Argo	sod that for a game of soldiers expr.	bırak ya
203	Argo	sod that for a game of soldiers expr.	yetti artık
204	Argo	sod that for a game of soldiers expr.	benden bu kadar
205	Argo	fuck this/that for a game of soldiers [dated] expr.	sikeyim böyle işi
206	Argo	fuck this/that for a game of soldiers [dated] expr.	siktir/siktirsinler
207	Argo	fuck this/that for a game of soldiers [dated] expr.	ağzına sıçayım böyle işin
208	Argo	fuck this/that for a game of soldiers [dated] expr.	benden bu kadar/pes
209	Argo	fuck this/that for a game of soldiers [dated] expr.	sıçarım böyle işe
210	Argo	blow this/that for a game of soldiers exclam.	salla
211	Argo	blow this/that for a game of soldiers exclam.	salla gitsin
212	Argo	blow this/that for a game of soldiers exclam.	siktir et
213	Argo	blow this/that for a game of soldiers exclam.	bırak ya
British Slang
214	İngiliz Argosu	bugger that for a game of soldiers expr.	boş ver
215	İngiliz Argosu	sod that for a game of soldiers expr.	boş ver
216	İngiliz Argosu	sod this for a game of soldiers! expr.	benden bu kadar/pes!
217	İngiliz Argosu	bugger that for a game of soldiers expr.	bırak ya
218	İngiliz Argosu	fuck this for a game of soldiers! expr.	benden bu kadar/pes!
219	İngiliz Argosu	sod that for a game of soldiers expr.	bırak ya
220	İngiliz Argosu	bugger that for a game of soldiers expr.	siktir et
221	İngiliz Argosu	sod that for a game of soldiers expr.	siktir et